bugün

entry'ler (12)

ay burcu akrep

"arkadaş ben neymişim?" değil "bunu buraya yazanı bi bulursam!!" diyerek sinirlenicek ay burcudur.. (bkz: ben)

sakarya ilim yayma cemiyeti necip fazıl yurdu

hey gidi sakarya şubesi hey. ilim yayma cemiyetini pek bilmezdim sakarya şubesinde kalana dek. necip fazıl yurdunda tam 3 sene kaldım ve bu tecrübeme dayanarak çok rahatça söyleyebilirim ki günden güne öğrenciler için daha da çekilmez bir yer haline dönüşüyor.

ben rahatımdan memnundum, yurt gayet iyiydi diyen arkadaşlar olacaktır elbet. ben zaten etrafında olan biteni görmezlikten gelenleri tenzih ederim. gidin kalın zaten öyle bir adamsanız. yemek ayırt etmeyebilirsiniz. ama yemekhane dolabındaki etleri öğrenciler değil de personel istedikleri zaman çıkarıp ekmek arası yapabiliyorsa ben buna dur derim arkadaş.

bir de çok sevgili, saygılı gelmiş geçmiş (güya)yurt yönetimi diye adı geçen müdür ve müdür yardımcılarımız vardı ki onları nasıl unutalım. bu adamlara da acımamak elde değil. böyle bir yönetim anlayışı olan sakarya şubesinde idareci olmak saç yoldurtur.(ben yolardım) bu adamlar her ne kadar öğrencilerden gelen şikayetleri dikkate alıp uygulamaya çalışsalar da önlerine her zaman aynı etten engel çıkıyordu. şu an ki şube başkanı!!! adını vermiycem siz google'da yazın çıkar zaten. şimdi kendisine sayın başkan diyecem. siz anlayın ondan bahsettiğimi. bu sayın başkanla yönetim arasında geçen bir diyalog işitmiştim. yine yurttan oraya buraya dert yandığım sıradan bir günde.

canlandırma diyalog
yurt yönetimi: öğrenicilere yurt önünde bir ızgara partisi verelim diyoruz??
sayın başkan: çok güzel. bizim çıkarımız ne olacak?
kardeşlerim bu 2 satırlık diyalog sayın başkanımızın öğrencilere ne gözle baktığını bize o kadar güzel özetlemekte ki..
yine başka bir zamanda yurttan ayrılacak öğrenci sayısının fazla olacağını duyan sayın başkanımız çok güzel bir cevap vermiştir ki hala imrenirim zekasına "olsun seneye başka öğrenciler kayıt yaptırır" ne güzel değil mi, nerede hani ilim yayma?

bu sene artık eve çıktım hem de hiç eve çıkmayacak bir insanken. ve yurdun bekçisi (yukarda bahsi geçmiş pek değinmiycem kendisine) eve çıkacağımı öğrendiğinde ilk yorumu şöyle oldu; "o eve sakın kız atma" tamam dayı. yeter ki sen iste. öğrencilerle bu kadar içli dışlıdır işte. çekinmeden ağzına geleni söyler. bu yüzden de çok kalp kırar. vize zamanı geç kalacağım sınava beni uyandırmak için yatağıma kadar gelmişliği vardır. üzerimizde hakkı çoktur bu konuda laf söyleyemem. ama üzerimizde kelimesini çok rahat yazamıyorum. çünkü herkesin üzerinde değil işte. nedense bazıları?
o yurtta gerçekten acısıyla tatlısıyla güzel günlerim oldu. ama insan genelde böyle cümleleri özleyerek kurar. ben özlemediğime o kadar çok eminim ki..

yakın arkadaşım diyebiliceğim bir arkadaşımın cümlesini paylaşmak istiyorum," bu yurt benim için sadece tecrübedir" evet gerçekten de öyleydi.

yine yurtta kalanlardan saygı duyduğum bir abimin sözü de çıkmaz aklımdan," bu yurt öylesine bir fitne yuvası ki, şimdi şu çıkan yemeklere şikayet için imza toplamaya kalksam belki sen bile imza atmazsın" yorumsuz. sadece durumu hayal edin.
...

samsung

petrol arama platformları ve gemi inşaası da yapan şirkettir. hem elektronik hem ağır sanayi dallarında ustalaşmıştır. samsungun türkiye merkezi eyüp flatofis'tedir. eskiden anadolu grup distribütörlüğünü yapardı.

takva

türk sineması için bir tabu olan tarikatların iç dünyasını ele almış, erkan can'ın oyunculuğunun göz doldurduğu bir film. cemaatlerle pek alakası olmayanlar için o çarkların nasıl döndüğünü biraz olsun anlatıyor. günümüzde bu tür oluşumların var olduğunu gözümüze sokuyor. ayrıca muharremin (ana karakter) geçirdiği dönüşümler çok gerçekçi, filmin başındaki karakteriyle sonundaki karakteri arasındaki farkı anladığınızda insanın başına gelebilecekleri baştan kestiremediği, çok basit gözüken olayların bile insana etkilerinin çok fazla olabileceğini anlıyorsunuz.

doğu felsefesi

özellikle holivud starları başını çeker. bunlar öleceklerini mi anlıyorlar napıyorlarsa hepsi tuhaf bir biçimde doğu felsefesine gömülüyorlar. yılların verdiği zilyonlarca doları hiç takmıyorlar gibi görünüp, para dediğin nedir ki önemli olan insanlık gibi laflar ediyorlar. kah tibete gidiyorlar, kah evereste tırmanıyorlar, kah yoga yapıyolar, kah reiiki, chigong. dünya barışı için karşılıklı hoşgörü ve uyum gerekliliği teraneleri savuruyorlar. iki yüzlülük batının içine işlemiş. adeta karakterleri olmuş amk. şimdi burası çok önemli. batı düşüncesini terk etmenin gerekliliğini anlayacak kadar ilerlemiş bir kafa doğu düşüncesini anlayabilecek saflık ve kirlenmişlikten uzaktır. düşünce sistemi başka bir ezberden gelir çünkü. ondan sonra ahlamalar vahlamalar pek moda. yok denizler kirletilmesin, evsiz çocuklara sahip çıkalım, afrika kırılıyor hastalıktan, yeşillikler yok olmasın teraneler. ulan amına kodumun evlatları siyahi afrikayı ilk denetim altına alan doktorlardı lan. sizin doktorlarınız. yaymış olduğunuz bulaşıcı hastalıklar ve insanlar üzerinde denediğiniz milyar dolarlık ilaç şirketlerinin kıyım başlatan virüslü formülleri.

yok ben çocuk yapmıyorum diyip evlat edinmeler felan. bağışlar filan. brigitte bardotun biranda doğa sevicisi kesilmesi. çakralarını açtırmak için mastır senseilere kapaklananlar. ezelden götsünüz olm. bu kadar dokuz dinli dokuz donlu olmayın.

penis hasedi

freuda göre her kadının sahip olmak istediği ama olamadığı o sebepten de bu psikozunu bastırmak üzere erkeklere karşı feminist kuramlar geliştirdiği gerçeğidir. hatta bunla ilgili catherine breillat filmi vardı epey de sıkı bi filmdi. ama söylemem ismini. ondan sonra sırf sanatsal içerikli diye porno film izlemeye kasacaksınız. yer miyim lan. hade bakalım naş.

insan

insan nedir?

hala tam anlamıyla bir cevap verebilmiş miyiz bu soruya? hayır!
ontolojik bir çizginin dışında verilen cevap yine insanı insan kılacak olan bu hayatın kendisini sanat yapıtına çevirmenin yetersizliğidir.

en azından elimizde bir insan var. usul ve adap çizgisinde yaşayan hayvan olarak.
söz verebilen bir hayvan olarak.
doğal olanı güzelleştiren onu, yine doğal olandan yola çıkarak tekrarlayan üzerine inşa eden şekil veren güzelleştiren olarak.

doğru ideoloji ya da yanlış ideoloji yoktur

hiç bir ideoloji yoktur ki üreticisi insanı unutmuş olmasın anlamına gelecek söylem. hepsi gelip geçiçidir. dünya savaşlarından sonra insanlar önce existentializme sarıldılar. ardından gelen marxsizm daha cazip geldi bu sefer ona kapılandılar. fakat onu da hemen unutuverdiler. structuralizmle yapılandılar. çok geçmedi bu da sıktı postmodern ve dekonstrüktif akımlara fransa entelijensiyasına köle oldular. derken ne değişti lan. hala savaş var, hala yoksulluk var. hala nükleer santraller kuruluyor. hala uganda'da 3000 hapishane mahkumu betonların üzerine dökülen yemekleri köpekler gibi yemeye mecbur bırakılıyor. mısır hemen yanı başındaki filistine kapılarını kapatmış. ahmedinejad chavezle görüşmeye gidiyor. abd azgınlıkta sınır tanımayarak petrol için kuzey kutup dairesini deliyor ki kendisine ekolojik dengenin uyarıları yapılmasına rağmen. eee nerde kaldı ideolojiler?

yalan olm yalan lan ideoloji diye şeylere inanmayın. hepsi insanı unutur, insan yoz ve yobaz bir varlıktır. geçin ideoloji üzerinden tartışma yapmayı. yemeyin birbirinizi. kendinizi geliştirin. bakın siz değil 68li abileriniz babalarınız bile büyük bir zulümle 80lerde sindirildi. ve buna demokrasi dediler. türkiyenin ilk iki anayasası yapıldığında halkın bundan haberi bile yoktu anlıyor musun? arjantin faşist iktidar dahilinde halkına zulmederken metruk adalar için bağımsızlık teraneleri öttürerek diplomasi mücadeleleri veriyordu. neyse siz uzun yazı okumazsınız. keeeestik.

sayfalar dolusu cümleyi anlatan o tek dize

"hayat beni neden yoruyosun?"
(bkz: serdar ortaç)

kaça gidiyorsun

üniversite ortamında bu soru soruluyorsa 1,8 barajına takılma durumu bu muhabbeti uzatıyor.
-kaça gidiyorsun?
+2. sınıf
-bildiğimiz 2?
+yok 3. kez 2
- Allah kurtarsın kardeşim

hayırlısı

"Hayırlısı demenin diyebilmenin rahatlığına sığınmak ne güzel" tarık tufan çok güzel söylemiş.

başak burcu kadının dağınık sevgilisi olmak

Bazen bulaşıkları yıkayışınızı beğenmeyip "bırak ben kendim yıkarım" durumu da mevcuttur. Güzel yanları da yok değil şimdi.
Not: Kılıbık felan değilim. Eşlerin ikisi de çalışıyorsa böyle bir şey olması mümkündür.